Şu Hayat Denilen Şey...
Kimine çok uzun
Kimine kısacık bir an gibi gelen yolculuk;
Neden bunca yükü vurur sırtımıza?
Hep acelemiz varmış gibi telaşlı üzgün yorgun
Az keyifli genelde mutsuz
İçinde hep “daha” taşıyan bu koşuşturma neden?
Daha zengin daha mutlu daha güzel daha yalnız
Daha çok ve bir dolu
Daha yüklü sıfatlarla örülüyor çevremiz.
Verdiğim Tüm Sözler Hükümsüzdür!
Günler kendini tekrara başladı burada.
Gönüllü yaşam mahkumluğu böyle olmalı.
Geldik ya bir kere
Tekamül etmeden dönmeyeceğiz.
İyi ama ruhumun dayanacağı bir direk bulmak lazım.
Elinde tuttuğu bir torba bile ağır gelirken insana
Yüreğe basan bunca ağırlığı neyle taşımak gerekiyor?
Kalbin hasar almışsa bir kere
Zamanla su alıp batarsın.
Gemiler gibi işte!...
Hani deniz kıyısına çekilip ölüme terk edilmiş
İleride parçalanıp başka işlerde kullanılacak
Demir yığını muamelesi gören
Gemiler vardır ya işte onlar gibi
Yüreği de kıyıya çıkıyor insanın bazen.
Bakıyorsun ileride başka bir iş
İçin kullanılacak bir organdan öteye gitmiyor.
Bunları düşününce dedim ki bütün sözlerim geçersizdir.
Attığım imzalar
Verdiğim tüm yeminler anlaşmalar kontratlar
Aşka dair ne demişsem sevdiğime hepsi hükümsüzdür
En azından dürüst bir duruş olur bu!
Bir daha hiç seviyorum demeyecek miyim?
Elime başkası deyemez
Bir daha kalbimi kimse alamaz
Seninim ölene kadar
Gibi cümleler söylemeyecek miyim?
Bunun cevabını şuanda vermek zor.
Mantığım söylemem diyor
Ama ben Aşkı görünce
Hemen yolunu değiştirip ardı sıra koşan deli kadının biriyim.
Belli olmaz!
Kaç sarhoş
Tövbe edip tekrar içmemiş mi?
Kalbimi kıyıya çektim.
Su aldıkça batışını izliyorum
Bu yüzden ettiğim
Hiçbir yeminin geçerliliği yoktur.
Eski sevdaların da
Sözlerinin arkasında durup bakmıyorum.
Şimdi kim hangi gönülde bitmeyecek
Sandığı sevgisine yeminler ediyorsa orada kalsın.
Ben bir müddet daha
En azından yeni bir Aşka kadar


Kimliğimle Birlikte Hükümsüzüm!...